Anestezi fobisi, toplumda yaygın olarak görülmektedir. Bu korku nedeniyle pek çok insan, yapılması gereken ameliyatlarını yıllarca ertelemektedir. Ameliyat sırasında uyanma ve acıyı hissetme korkusu, anesteziden hiç uyanamama endişesi gibi tedirginlikler, bu durumu tetiklemektedir.
Bu tedirginliklerin altında yatan en büyük etken, kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgiler olmaktadır. Anestezi ile ilgili yaygın hurafelerin doğru bilgileri gölgede bırakması, hastaların kaygılarını artırmaktadır.
Birinci hurafe, ameliyat sonrası ağrının kaçınılmaz olduğudur. Ancak, anestezi uzmanları ameliyat sırasında olduğu gibi sonrasında da ağrı kontrolünü sağlamaktadır. Bu sayede, hastalar ameliyat sonrasında ağrı çekmemekte ve iyileşme süreci hızlanmaktadır.
İkinci hurafe, anestezi sonrası zatürre olma korkusudur. Yaşlı hastalar, bu durumu can kaybı korkusuyla ilişkilendirmektedir. Ancak, vücut sıcaklığının korunması ile bu tür riskler minimize edilmektedir. Anestezi öncesi ve sonrası uygulanan yöntemlerle hastaların vücut sıcaklığı ideal seviyelerde tutulmaktadır.
Üçüncü hurafe, anestezi miktarının fazla olması durumunda uyanamama endişesidir. Ameliyat öncesi yapılan değerlendirmelerle, hastanın durumu göz önünde bulundurulmakta ve anestezi derinliği dikkatle izlenmektedir. Anestezi uzmanları, hastanın ihtiyaçlarına göre doz ayarlamaları yaparak, zamanında uyanmasını sağlamaktadır.
Dördüncü hurafe, anesteziden sonra akciğer ve nefes sorunları yaşanacağına dair korkulardır. Ancak, günümüzde kullanılan gelişmiş solunum cihazları ve koruyucu ventilasyon stratejileri sayesinde akciğerler korunmaktadır. Ameliyat öncesi akciğer sorunları olan hastalar, uyandırıldıktan sonra daha iyi bir performans sergileyebilmektedir.
Beşinci hurafe, anestezi sırasında yanlış doz verilme ihtimalidir. Anestezi uzmanları, ameliyat öncesi hasta değerlendirmesi yaparak, uygun anestezi yöntemini belirlemektedir. Ameliyat sırasında hastanın bilinç düzeyi sürekli izlenmekte ve ihtiyaç duyulduğunda doz ayarlamaları yapılmaktadır.
Altıncı hurafe, yaşlı bireylerde anestezinin daha riskli olduğudur. İleri yaş, bir risk faktörü olsa da, hastanın durumu ve eşlik eden rahatsızlıklar göz önünde bulundurularak uygun anestezi yöntemleri belirlenmektedir. Doğru uygulamalarla, istenmeyen olayların oranları düşmektedir.
Yedinci hurafe, anestezi sonrası baş ağrısı ve kusma yaşanacağına dair korkulardır. Ancak, günümüzde kullanılan modern anestetik ilaçlar sayesinde bu şikayetlerin görülme oranı azalmıştır. Önceki yıllardaki olumsuz deneyimlerin etkisiyle bu korkular sürmektedir.
Sekizinci hurafe, anestezinin hafızayı etkileyebileceğidir. Ameliyat sonrası bilişsel fonksiyon bozuklukları yaşanabilmektedir. Ancak, bu durumun anestezi ilaçlarına bağlı bir beyin hücre hasarı ile ilişkili olmadığı belirtilmektedir. Çoğu zaman bu bozukluklar geçici olmaktadır.
Dokuzuncu hurafe, küçük ameliyatlarda anestezinin etkisinin daha az olduğudur. Anestezi, cerrahinin büyüklüğünden bağımsız olarak uygulanmaktadır. Her cerrahi işlemde, hastanın bilinç ve ağrı duyusu ortadan kaldırılmaktadır. Bu nedenle, büyük veya küçük ameliyat ayrımı yapılmamalıdır.
Onuncu hurafe, epidural anestezi sonrası bel ve sırt ağrısı oluşacağına dair yanlış bir inançtır. Bel ve sırt ağrıları, ameliyat sonrası zorunlu yatak istirahati sırasında ortaya çıkabilmektedir. Epidural anestezi ile bu durumun ilişkisi bulunmamaktadır.
Anestezi korkusu olan bireylerin, en doğru bilgiyi hekimlerinden alması önemlidir. Hekimle iletişim kurarak, süreci öğrenmek ve kaygıları azaltmak mümkündür. Anestezi, tıbbın en güvenilir alanlarından biridir ve uzman ekipler, cerrahi işlemlerin güvenli geçmesi için en gelişmiş teknikleri uygulamaktadır.
Bu bilgilerin bilinmesi, hastaların korkularını yenmelerine yardımcı olacaktır. Anestezi uzmanları, hastaların başında olarak, güvenli ve konforlu bir ameliyat süreci sağlamak için çalışmaktadır. Bu nedenle, anestezi ile ilgili yanlış bilgilerden uzak durulmalıdır.